3 Nisan 2010 Cumartesi

Günün Sürprizi!


Biz köşkün üzerinde miskin miskin uyuklarken Michael ve Tristan da pansuman işini halledip buralara kadar gelmişler. Hep birlikte köşke yayılıyoruz. Biz tabii Tuğrul'la birlikte yine 3-5 küçük pet şişe su ve çantamızda kalan son çerezlerle yola çıkmıştık. Michael ise çantasından kocaman bir plastik reçel kavanozu çıkarıyor. Gelirken 2-3 tane de ekmek almışlar. "Bizim karnımız acıktı, hadi bi'şiler yiyelim" dedikleri zaman nazlanmıyoruz tabii :) Mükellef bir öğle yemeğinden sonra yayılmaca devam ediyor. Benim planım yine tepemizdeki güneş biraz gittikten sonra yürüyüşe devam etmek. Zaten pek suyumuzun olduğu da söylenemez. Allahtan Michael bu konuda tecrübeli. Fener'in arka tarafındaki su deposundan Tuğrul'la birlikte su çekip, ellerindeki küçük elekronik bir aletle suyun içilir olup-olmadığını kontrol ettiler. Alet suya OK verdi. Biz de içip-denedik, gerçekten de fena değil. Su takviyesi işlemi de tamamlandıktan sonra Michael ve Tristan yola devam etti. Biz biraz daha yayılalım diyerek, akşam Adrasan'da buluşmak için sözleştik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder